Ecdadımız bize çalışmanın ve azmin ne kadar da önemli olduğunu çok güzel sözleriyle anlatmış hepiniz biliyorsunuz. Bu sözler sadece teoride kalmamış hatta hayatın gerçekleriyle tecrübe edimiş. Hem de hala günümüzde geçerliliğini sürdürmekte…
İşleyen demir pas tutmaz: Hepiniz duydunuz değil mi bu atasözünü? Bu söz herkesin bildiği bir klasik atasözü ve anlamı da çok basit. Sürekli devam etmeyen, hiç durmayan insan ya da işin başarısız olamayacağını anlatır. Duraksayan, gevşeten, tembel kalan ise zamanla hayattan kopup kalır diyor. Başarının statik olmadığını devam ettikçe elde edildiğini belirtiyor.
Yazın çalışan, kışın gülüşür: Gençliğinde emek veren kişi, sonraki günlerinde rahat yaşar diyor. Bunun tersi de doğru, boş vakit geçirenin sonrası sıkıntılıdır yani. Mesela üniversitede sıkı çalışan yabancı dil öğrenen biri, sonraki hayatında daha iyi fırsatlar yakalar değil mi?
Emek olmadan, yemek olmaz: Masaya otuurp yemek beklemek olur mu hiç? Her şeyin bir bedeli var. Bedava bir şeyyoktur diyor atalarımız.
Akar su çukurunu kendi kazar: Bu en sevdiğim atasözlerinden biri 🙂 Azimli, kararlı kişi, zorluklara rağmen kendi yolunu kendisi açmaktadır. Engelleri birer birer aşar. Hiçbir engel, kararlı bir insana dayanamaz…
Er olan ekmeğini taştan çıkarır: Taş demek imkansız demek aslında… Koşullar zor olduğu zamanlarda bile kararlı ve cesaretli bir kişi kendi geçimini sağlar. Asla korkmaz, asla pes etmez değil mi?
Azim, 19 kez kaybedip 20.’de başarıya ulaşmaktır: Başarı, ilk denemede gelecek diye bir şart yok. Hatta yirminci denemede bile gelebilir. Burada önemli olan, pes etmemek ve azmi kırmamak, sonuna kadar sabretmektir der atalarımız…
Bakıldığında, atalarımızın ne güzel demiş değil mi? Çalış, pes etme, devam et. İşin sanatı da buişte. Bazen sıkılıyoruz, bazen umutsuzluğa düşüyoruz ama bu atasözleri bize ne diyor? Tabiki de güzel şeyler, sabır ve çalışmayla gelir der… Kolay değil ama imkansız da değil…