Bir kavak ve insanlar hikayesinde açık ve örtük iletiler nelerdir?

Haldun Taner’in “Bir Kavak ve İnsanlar” adlı bu sembolik anlatımı, yüzey anlamında sadece bir ağacın ve insanların hikayesi gibi görünse de, katkı sağlayan bir anlam yapısı içerir. Hikaye, doğa-insan ilişkisini sorgulayan ve modernleşmenin sınırlarını tartışan evrensel bir mesaj taşır.

Açık İletiler

Doğaya saygı ve çevre koruma: Hikayenin en belirgin iletisi, doğanın korunmasının gerekliliğidir. İhtiyar adamın yaşlı kavağa sevgisi, daha sonra fabrikanın kuruluşuyla doğadaki canlılara verilen zarar, bu iletiyi doğrudan aktarır. Yazar, maddi çıkarlar uğruna doğanın yok edilmesinin yaşamın nasıl zehirlendiğini anlatarak, okuyucuyu doğaya karşı duyarlı olunması konusunda yaşıyor.

Sanayi ve doğa çatışması: Hikayede fabrika oluşumu, mendireğin inşası gibi endüstri projelerinin yokluğu görülür. Güzel bir doğal ortam, maddi ilgi ve kazanç peşinde koşan insanlar tarafından ayrılır. Bu çatışma, ilerlemenin ve gelişmenin doğaya ilişkin somut biçimde ortaya çıkmasını sağlar.

Bilinçsiz ve duyarsız insan: Fabrikatör, mühendisler ve ticari kaygısı taşıyan insanları, kavağın yokluğunu tamamen doğal ve normal bir olay olarak algılar. Hatta son sahnede fabrikatör, kesilen ağacı “çok güzel telefon direği” genişliyor diyor. Bu, insanın doğasına karşı gösterdiği duyarlılığın keskin bir eleştirisidir.

Örtük İletiler

Kavak ağacının sembolik anlamı: Hikayede kavak, yalnız bir ağaç değildir. İhtiyarın hayatının ve hayatınızın sembolü haline gelir. Kavağın altında su altında kalmak isteyen yaşlı, doğayla bütünleşmek, yaşadığı yerde sonsuza kadar kalmak ister. Köylülerin “İhtiyara farklı kavak” demesi, ağacın insan karakterini gösterdiğini gösterir. Böylece kavak, yaşlılık, bilgelik, geçmişin hafızası ve tarihsel süreklilik gibi değerleri temsil eder.

Doğayla insanın ruhsal bağı: İhtiyarın yıllarının sonra kavak, köylülere farklı görünür hale gelir. Yapraklardaki hışırtı “mırıldanış”, rüzgardaki titreş “fisıltı” olarak algılanır. Bu, insanın ruhsal açıdan doğaya bağlılığını ve doğal ile duygusal iletişim kurabileceğini gösterir. Modern insan ise bu bağ yok sayar.

Kaybı ve ölüm: Kavağın kesilmesi, sadece bir ağacın yok olması değildir. Tarihin, anın, sevilenin hafızasının silinmesini sembolize eder. Fabrika çalışanlarının ve endüstriyel ilerlemenin sessiz çığlık atarak davaya karşı çıkamayan doğa, insanların unutulduğu değerlerlemlerin de çöküşünü temsil eder.

Sınıfsal çatışma: Basit köylüler kavağa sevgi ve sayı gösterirken, işçisiz fabrikatörü ve mühendisleri sadece ticari değerleri görür. Bu farklı, zengin ile fakir, modernleşmiş ile geleneksel yaşam arasındaki değer yargılarının birbirinden ne kadar uzak olduğunu gösterir.

İletişimin kopması: Hikayenin sonunda kuşlar küsüp, deniz susup, çiçekleri soluyor. Doğanın insanla iletişimin sona ermesi, yıkılan çevrenin insanın üzerindeki olumsuz etkileri ve duyarlılıksızlığın sonucunu ima eder.​

Kısacası “Bir Kavak ve İnsanlar” okuyucusunun kaldığı bir sanat yapısıdır; Endüstriyel gelişmenin doğasını ne denli değiştirebildiği, ancak daha derininde, insanlığın unutmaya başladığı değerleri dünyasını sorgulamaya çağırmaktadır.

Paylaş:
Yorum yapın